Karnavula Mahallesi (Çukur Mahallesi), Ermeniler kadar Süryanilerle de meskundur. Süryanilerin Meryem Ana Kilisesi bu mahallede bulunmaktadır. Beyoğlu’ndaki Surp Asdvadzadzin Kilisesi’nde Badganyan ailesinden görevli papazlar bulunmakta idiler. Surp Asdvadzadzin Kilisesi 1870’de çıkan bir yangında büyük hasar görmüştür. Süryaniler Ermenilerin “yamağı”* olduğu için Kudüs’te onların haklarından istifade ettikleri gibi, Süryanilere Diyarbakır ve Mardin’de de, Ermenilere ait kiliselerde ayin yapmak hakkı verilmiştir.
Aşağıdaki hususlar bunu desteklemektedir:
• 1844’de Süryanilerin îlya Katolikosu İstanbul’a geldiği zaman Surp Yerrortutyan (üç horan) Kilisesi’nde kuddas-ı şerif (“messe” ayini) icra etmesine müsaade edilir. 30 Temmuzda, aynı maksatla, mezkur kilisenin şapellerinden biri Süryanilere tahsis olunur. Bu keyfiyet, şüphesiz eski bir ananenin tekerrürü idi.
• Avedis Berberyan’ın ifadesine göre, Kudüs’teki Aziz Kirkor manastırından (Mutran) Yakup, Süryani piskoposu İstanbul’a gelerek, Beyoğlu’nda, büyük çabalarla Süryanilere münhasır bir dershane inşa eder. Burada birkaç Süryani çocuk Süryanice öğrenir. Aynı zamanda Süryanice harfler döktürerek, mezmur ve dua kitabı bastırır. Zira o zamana kadar Süryanilerin matbaası yoktu. Bunlar, Ermeni patriği Matteos’un emri ile yapılır. Daha sonraki yıllarda ihtiyaç ve talepten dolayı matbaa, Mardin Deyr-ül Zaferan Manastırı’na gönderilir. Bu matbaa 1960’lara kadar kullanılmıştır.
Kudüs’deki Aziz Kirkor Manastırının Süryani Metropoliti Mutran Yakup, İstanbul’a gelerek Karnavula Sokağı’nda (Tarlabaşı Karakurum sokak) bir ev satın almış, daha sonra yanan bu evin yerine Süryani katalikosun vekili Işo, Ermenilerce sağlanan fermanla bir kilise inşa ettirmiştir (1848). Kilise uzun yıllar Ermeni ve Süryaniler tarafından müştereken kullanılmıştır. İzmirli İstepan Bilezikçiyan’ın maddi yardımlarıyla Hasköylü Serope kalfa tarafından yeniden inşa edilen kilise, 8 Eylül 1863 günü ibadete açılmıştır. Ancak, 1870’de çıkan Beyoğlu yangınında yanıp kül olan kilise 1880’de kagir olarak bugünkü haliyle inşa edilerek Patrik Nerses Varjabedyan tarafından açılmıştır.
Süryani başpatrik yardımcısı Işo ile İzmir’li İstepan Ağa’nın yapmış oldukları 1 Mayıs 1863 tarihli yazılı antlaşmayla kilisenin mülkiyeti Ermenilere ait olup Süryanilere de sadece emanet olarak aynı yerde ibadet etme hakkı tanınmıştır.
Şayet artık menşei unutulan ananevi sebep bulunmasaydı, bir Süryani kilisesine bu kadar geniş yetki verilmiş olması mümkün değildi.
• 1880’de Süryanilerin Meryem Ana Kilisesi tamir edilir. Takdisini Ermeni Patriği Nerses Varjabedyan ifa eder, Ermenilerin ilişkisi bu vesile ile de kanıtlanır. Ermenice Masis gazetesinin 12/24 Ocak 1881 tarihli nüshasında çıkan şu satırlar bilhassa çok ilginçtir. “Karnavula’daki, Süryanilerin yeni inşa edilmiş kiliseleri için beş üyeden müteşekkil yeni bir yönetim kurulu oluştu ki, üçü Ermeni ikisi Süryani idi”.
Hacı Boğos Amira Gelgelyan’ın mütevelliliği dönemindeki hesaplarda görüldüğü üzere, 1819’da Surp Yerrortutyan Kilisesi’nin gelirinden Surp Asdvadzadzin Kilisesi’ne mali yardımda bulunulmuştur. Aynı teberru, dersane için de kaydedilmiştir. 1 Mayıs 1863’de Süryani katolikosun vekili yukarda adı geçen Işo, kilisenin inşaatı için İzmirli İstepan Ağa ile bir mukavele imzalamıştır ki, tercümesi şudur;
“Ben aşağıda imzası bulunan, Katolikos’un vekili İşo, Beyoğlu’ndaki Karnavula Mahallesi’ndeki Süryani toplumun işleri ile bahusus bir müddetten beri her ne kadar meşgul ve onların kahyası ile kilisenin inşaatının nazırı idimse de bu defa, milletimden birkaç şahsın huzurunda istifamı kanıtlamak üzere imza ederek, iş bu mukavelenamenin tarihinden itibaren kendi isteğimle bu işlerden istifa ettiğimi beyan ederim. Halen dört direği ve yarım çatısı bulunan kiliseyi, kilise bizimdir diyerek, Ermeni milletinden talep etme hakkı olmayacaktır. Ama milletimiz Ermenilerin “yamağı” olduğundan, kilisede beraber ayin icra etmek yetkisi bulunduğu hususundan, iş bu imzalı mukalavelenameyi mezkûr İzmirli Istapan Ağa’ya teslim ettim.
Katolikos vekili İşo
1 Mayıs 1863
Akitnamenin aslı Surp Yerrortutyan Kilisesi’nde bulunmaktadır ve sureti de Karnavula Kilisesi’ne ait bir defterde mevcuttur. Bu kagir kilise dört sütun üzerinde oturan merkezi bir kubbeyle örtülmüştür. Beş kapısı vardır ve giriş kapısında Ermenice bir kitabe bulunmaktadır. İçi oldukça aydınlık olan kilisenin mihrap kemeri üzerinde bir dua yazılıdır. Giriş kapısının solunda Surp Kirkor Lusavoriç’in bir yağlıboya tablosu vardır. 1955’ten sonra İstanbul’a yapılan göç nedeniyle, bu kilise yetersiz kalmış ve yıkılıp yeniden inşa ettirilmiştir. Süryani toplumunun maddi desteğiyle 1961 ’de temeli atılmıştır. Taşları Mardin’den getirilip, Mardinli Ermeni Jozel Lole Ertaş* ve Sait Mimarbaşı tarafından nakşedilmiştir. 3 Kasım 1963’te Süryani patriği Yakup III ve Türkiye Ermenileri patriği Şinork Kalustyan’m takdisleriyle açılışı yapılan bu kilise halen Süryanilerin başlıca mabedidir.
(*) Kevork Pamukçiyan’ın çevirisini yaptığı fermanlarda da aynen “yamak” kelimesi kullanılmıştır.
(**) Lole ailesinin mimarlıkla uğraşan son ferdi olan Jozef Lole Ertaş geçtiğimiz ay Belçika’da vefat etmiştir.
Ekim 2000
KAYNAKLAR
1 Mardiros Hanesyan, Surp Yerrortutyan Kilisesi Tarihçesi (İst. 1932. s. 330-3) Ermenice’den çeviren: Kevork Pamukciyan, Feriköy, Haziran 1990.
2 Ermeni Tarihi, İstanbul, 1871, s. 547-548.
3 Pars Tuğlacı, İstanbul Ermeni Kiliseleri 1991. İstanbul, s. 82.
4 Doç. Dr. Yavuz Ercan Kudüs Ermeni Patrikhanesi, Türk Tarih Kurumu 1988. Ankara
Yorumlar kapatıldı.